Bazen meme gelişmeye başladıktan sonra genetik faktörler nedeniyle genç kızlık dönemlerinde meme çok büyük bir hale gelebilir. Bazen normal boyutlarda olan bir meme hamilelikte hormonal değişiklikler sonucu çok irileşip doğum sonrasında da öyle kalabilir. Bazense bazı hastalıklar, şişmanlama, hormonal ilaçlar kullanma sonucu memeler çok büyüyebilir. Meme büyümelerinde değişen oranlarda memenin hem yağ dokusunda hem de süt bezi dokusunda artış olur. Neden ne olursa olsun çok büyük bir meme birçok sorunu da beraberinde getirir.
Büyük Memenin Yarattığı Problemler
Büyük bir meme haliyle yer çekimine daha çok maruz kalacağı için daha kısa sürede sarkmakta ve görünümü bozulmaktadır. Görünüm bozulması dışında iri bir memenin ağırlığına bağlı hastada sırt ve boyun ağrıları olabilir, Ağırlığa direnç göstermek için boyun kasları gelişip kötü bir görünüme neden olabilir. Kişinin öne doğru eğilmesine yol açıp vücudunun duruşunda bozulmasına hatta omurgada kamburluğa kadar giden deformasyonlara neden olabilir. Sütyen askılarının omuzları kesmesine bağlı yara açılmasına ve bazen kol sinirlerine baskı yapıp elde uyuşmalara yol açabilir. Büyük ve sarkık bir memenin alt bölümünde sürtünme ve terleme sonucu pişikler olabilir, pişikler ilerleyip yaralara dönebilir. Ayrıca büyük ve ağır memeler kişinin fiziksel aktivitesini sınırlayabilir.
Özellikle büyük bir memeye sahip genç kızlarda giysi seçimi konusunda sıkıntı yaşanabilir. Büyük ve sarkık memeler nedeniyle kadının kendini beğenmemesi ve öz güveninin zedelenmesi durumunda, sosyal ve hatta psikolojik sorunlara da neden olabilir.
Ayrıca meme bezi miktarının arttığı durumlarda meme kanseri görülme olasılığı da artar.
Meme Küçültmenin Diğer Estetik Ameliyatlardan Farkı
Meme küçültme ameliyatında amaç büyük olan memeyi küçültüp daha estetik bir görünüm oluşturmak olsa da yapılan ameliyat aslında estetik değil rekonstrüktif bir ameliyattır. Ben ve benim gibi düşünen çok sayıda estetik cerraha göre özellikle çok iri olan memelerin küçültülmesi hastanın ileride oluşabilecek birçok sorununu azalttığı için özel sağlık sigortaları ve devlete ait sağlık kurumları tarafından estetik olarak değerlendirilmemesi yönünde olsa da şimdilik böyle bir uygulama söz konusu değildir.
Meme Küçültmenin Sağladıkları
Meme küçültme ameliyatında, meme kişinin vücut ölçülerine göre küçültülüp yeniden şekillendirilirken memelere doğal bir görünüm kazandırılır. Operasyon hastanın iri memelere bağlı olan şikayetlerini ortadan kaldırıp yaşamını kolaylaştırır.
Ameliyat izleri
Estetik cerrahi tıptaki en hızlı değişen ve gelişen alanlardan biri olsa da izsiz ameliyat mümkün değildir. Bu nedenle kişinin ameliyat konusundaki kafasında oluşan fikirleri ve beklentileri çok önemlidir. Ameliyat öncesi hasta yeterince ve gerçekçi bir şekilde bilgilendirilmelidir. Hasta her konuyu iyice anlamalıdır. Özellikle genç hastaların ameliyata karar verirken ameliyata bağlı izleri ve meme bezlerinde olabilecek hasarlanmayı iyice anlayıp öyle karar vermesi gerekir. Ayrıca genç kızlarda görülen meme büyümelerinde meme küçültülse de bazen tekrar büyüme olabilmektedir.
Meme küçültme ameliyatı özellikle iri ve sarkık memeye bağlı ciddi problemleri olan kişilerde genellikle iyi ve kalıcı sonuç verir. Bu kişilerin ameliyat sonrası memnuniyeti çok fazladır. Ancak memeleri normalden çok fazla iri ve sarkık olmayan veya meme büyüklüğüne bağlı ağrı, yara, pişik gibi şikayeti pek olmayan hastalar sadece küçük memelerden hoşlandıkları için meme küçültme ameliyatı olmuşsa ameliyat sonrası memnuniyeti çok daha düşük olacaktır. Bu gibi hastaların ameliyat olmaması daha iyidir.
Ameliyat Öncesi
Memenin büyüklüğünün boyutu, meme başının ne kadar aşağıda olduğu, meme cildinin yapısı, meme büyüklüğünde meme bezinin ve yağ dokunun oranına kadar tüm faktörler ameliyatın sonrası başarıyı etkileyeceği için dikkatle değerlendirilmelidir. Ameliyat öncesi gerekli testler yapılırken mamografi ve meme ultrasonu da yapılmalıdır.
Ameliyat Teknikleri
Meme küçültme ameliyatı temel olarak meme dikleştirme ameliyatına benzer. Meme dokusunun hacmi azaltılır, fazla olan deri çıkartılır ve meme başı olması gereken yere taşınır. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın meme başı etrafında kesinlikle iz kalır. Geçmişte meme küçültme ameliyatlarında memenin büyüklüğüne göre değişen uzunlukta ters T şeklinde iz kalırken, son zamanlarda uygulanan tekniklerle küçültülecek meme miktarına ve meme başının sarkıklığına göre meme başından aşağıya doğru dik uzanan düz bir iz, dışa bakan L veya küçük bir ters T iz kalmaktadır. Ameliyat sonrası kalan izin şeklini ve miktarını, memenin büyüklüğü, uygulanan ameliyat yöntemi ve meme derisinin özelliği belirler. Meme üzerindeki izler başlangıçta belirgindir ama 1 yıl kadar sonra belli belirsiz hale gelir. Memelerin çok aşırı büyük ve sarkık olduğu kişilerde meme başının altındaki dokuyla birlikte taşınmasında doku ölümü riski çok yüksek olduğu için normalde kullanılan operasyon tekniklerinin uygulanması mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda meme başı halkasının memeden ayrılıp serbest olarak taşındığı teknik(Thorek Tekniği) kullanılır. ThorekTekniği’nde kalan iz ters T şeklindedir. Sadece memesi büyük ama meme başı normal yerinde olan hastalarda liposuction ile hacimde küçülme sağlanabilir. Fakat memede büyüklükle birlikte sarkma da varsa liposuction ile hacmi azaltmak memedeki sarkmanın iyice artmasına neden olacaktır.
Ameliyat Sonrası
Meme küçültme ameliyatı, ameliyathane koşullarında genel anestezi altında hastanede yapılır, Ameliyat 3-5 saat sürer. Hasta 1-2 gün içinde taburcu edilir Ameliyat sonrası ağrı çok fazla değildir. Genellikle memeye kan birikimini önlemek için dren yerleştirilir. Dren 3. günde çıkarılır. Dikişler 7-10 gün sonra alınır. Hasta genelde 7-10 gün sonra pansumanlı da olsa işine dönebilir. 1 ay özel meme sütyeni giyilir. 3 ay süreyle ağır sporlardan uzak durulmalıdır.
Meme küçültme ameliyatı ile küçültülüp şekillendirilmiş memenin görüntüsü uzun süre için kalıcıdır. Ama kilo alma, hamilelik, süt verme ve yer çekimi gibi nedenler memede ilerde tekrar büyüme ve sarkmalara neden olabilir.
Komplikasyonlar
Tüm ameliyatlarda olduğu gibi meme küçültme ameliyatında da enfeksiyon,kan birikmesi(hematom) gibi bazı istenmeyen durumlar olabilir. Kanama: Nadir bir durumdur, ameliyat sırasında veya ameliyat sonrası dönemde görülebilir. Ameliyat sonrası, meme başı hissinde azalma veya kaybolma olabilir. Memede, meme içindeki bağ dokusu veya yağ nekrozuna bağlı sertlikte görülebilir Meme başında doku ölümü ve yara iyileşmesi problemleri sigara alışkanlığı olanlarda daha sık rastlanır.
Ameliyat yönteminin seçiminde ve onarımının ne zaman yapılacağı bazı kriterlere göre belirleniyor, Bunda hastanın genel sağlık durumu, yaşı, vücut özellikleri, yapılan mastektomi operasyonunun özellikleri, radyoterapi uygulanıp uygulanmayacağı, diğer memenin durumu, hastanın tercihleri ve plastik cerrahın cerrahi tecrübesi ve yetenekleri gibi birçok faktör rol oynuyor.
Meme protezleri başlıca iki tipe ayrılıyor. İçi jel ve serum fizyolojik (tuzlu su) ile dolu olanlar Her iki protez tipinde de dış yüzey, silikon bir çeperden oluşuyor. Hastanın durumuna göre doğrudan protez yerleştirilerek onarım yapılabildiği gibi (eş zamanlı onarımlarda), önce göğüs duvarındaki yumuşak dokuları genişletmek için “doku genişletici” adı verilen balon yerleştirilip daha sonra bu balon çıkarılarak yerine kalıcı meme protezi konabiliyor. Bu yöntem özellikle geç onarımlarda tercih ediliyor.
Protezle meme onarım ameliyatı, teknik olarak daha basit ve suresi kısa bir yöntem. Ancak bu ameliyatla vücuda yabancı bir cisim yerleştiriliyor ve bu tur onarımlarda enfeksiyon, silikon sızması ya da protezin sönmesi gibi sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu yöntemin diğer önemli bir sakıncası da Silikon protez çevresinde sert doku gelişmesi durumunda memenin yeterince doğal bir görüntüye sahip olamaması.
Otojen dokuyla meme onarımları, daha karmaşık ve cerrahı tecrübe gerektiren ameliyatlar olarak kabul ediliyor Otojen doku olarak sıklıkla karın, sırt, kalça se bacaktan hazırlanan dokular kullanılıyor. Bunlar;
Bazen doğal bir meme görüntüsü elde etmek için birkaç ameliyat gerekebiliyor. İlk ameliyat yani meme dokusunun oluşturulması işlemi en karmaşık olanı. İkinci ameliyat, ucu ve areolanın (memebaşı çevresindeki koyu alan) oluşturulmasıysa daha kolay ve bu işlemler lokal anestezi altında yapılabiliyor. Meme ucu, bölgedeki dokulardan yapılıyor. Çevresindeki koyu renkli alan için dövme yapılabildiği gibi, karşı memebaşından ya da kasıktan alınan deri de kullanılabiliyor.
Tek taraflı meme onarımının yapıldığı durumlarda onarılan memenin ameliyat bitiminde karşı memeyle simetrik olması beklenmiyor. Bu özellikle diğer memenin büyük veya sarkık olduğu durumlar için geçerli. Bu durumda memeler arasında simetriyi sağlamak amacıyla karşı memeye de bazı operasyonlar uygulanabiliyor. Bunlar karşı memenin küçültülmesi, dikleştirilmesi veya büyütülmesi şeklinde olabiliyor.
Ameliyat sonrası ağrı büyük ölçüde İlaçlarla giderilebiliyor. Ameliyatın boyutuna göre rekonstrüksiyon uygulanmamışsa 1-2 gün, rekonstrüksiyon uygulanmışsa 2 ile 5 gün arası hastanede kalmak gerekebiliyor. Meme koruyucu cerrahi uygulanmışsa 1 gün, mastektomi uygulanmışsa 1-2 gün içinde hastalar taburcu ediliyor. Ameliyatta genellikle sıvıların birikmesini engelleyen drenler konabiliyor ve yapılan ameliyata göre bu drenler ameliyat sonrası birkaç gün ile 1-2 hafta arasında alınıyor.
Ameliyat sonrası günlük aktivitelere geri dönme süresi yapılan ameliyatın boyutuna göre değişmekle birlikte, genellikle birkaç günden 4 haftaya kadar değişebiliyor. Otolog rekonstrüksiyon uygulanan hastalarda hastanede kalma süresi protezle meme onarım ameliyatlarına kıyasla daha uzun olabiliyor.
Hastalar drenleri olsa dahi içine su kaçmasını önleyip 2 gün sonra normal hayattaki gibi banyolarını yapabilirler. Banyo sonrası dren kenarı pansumanlarının yenilemesi gerekiyor. İki gün sonrasında ameliyat yaralarının su ile ıslanmasında bir sakınca bulunmamakla beraber, sadece yara üzerine sert tahrişten kaçınmak gerekiyor.
Ameliyatın bitiminden birkaç saat sonrasından itibaren yeme ve içmelerinde bir kısıntı, özel bir diyet uygulanmıyor.
Rekonstrüksiyon İle normal duyu kazanılmıyor, ancak zaman içinde bir miktar duyu gelebiliyor, izlerin çoğu zaman içinde solabiliyor. Ancak bu süre 1-2 yılı bulsa da, izler tamamen kaybolmuyor. Onarımının kalitesi yüksek olduğu sürece, hastalar izleri daha az önemsiyorlar.
Bu tip serbest doku aktarımı yöntemiyle meme onarımında deri ve derialtı yağ dokusu besleyici damarlarıyla birlikte bağlı bulunduğu karın, sırt veya kalça bölgesinden tamamen ayrılıyor ve damarların alıcı bölgedeki damarlara dikilerek yaşaması sağlanıyor. Bu ameliyat İçin plastik cerrahın mikro cerrahi konusunda deneyimli olması gerekiyor. Çünkü ince damarların birbirine dikilmesi ancak mikroskop altında mümkün olabiliyor.
Otojen dokular içerik olarak meme dokusuna daha çok benziyorlar. Bu özellikleri sayesinde, otojen dokuyla elde edilmiş memenin fiziksel davranışı doğal memeye daha çok benzerlik gösteriyor, duyu hissi protez uygulamalarına göre daha iyi olarak geri geliyor. Ameliyat sonrasında, İzlerin solması ve kullanılan dokuların yumuşaması da memnuniyet duygusunu arttırıyor. Otojen dokular özellikle kilo alıp vermelere normal meme gibi yanıt veriyorlar. Bunun sonucu olarak, onarım sonrası aşın kilo almaya ya da vermeye veya yaşlanmaya bağlı sarkma durumlarında iki meme arasındaki simetri daha doğal kalabiliyor. Ayrıca otojen dokularla onarılan memeler, radyoterapi ve kemoterapi uygulamalarına engel teşkil etmiyorlar.