Haşimato bir tiroit hastalığı… Bağışıklık sisteminin şaşkınlaşıp tiroit bezine saldırmasının tatsız ve genellikle de kalıcı, yani ömür boyu sürebilen bir sonucu. Uzun süren, hatta giderek artan halsizlik, üşüme veya unutkanlık gibi şikayetlerin altından genellikle Hashimoto Tiroidi adlı hastalık çıkıyor. Adı sık duyulan Hashimoto (Haşimato) Tiroidi’nin ilk kez 1912 yılında Japon doktor Hakaru Hashimoto tarafından tanımlanan vücudun savunma hücrelerinin vücudun kendisine zarar verdiği durum olan otoimmün bir hastalık.
Kısacası bu enteresan hastalığa paçanızı bir defa kaptırdınız mı kolay kolay kurtulamıyorsunuz. Kadınlarda erkeklere oranla 5-10 kat daha fazla görülen bu hastalık genetik yatkınlık gösteriyor. Bunda kadınların strese daha sık maruz kalmalarının ve hassas duygusal yapılanmalarının da payı olmalı…
Hastalık bazen “hipo”, bazen “normo”, bazen de “hipertiroidi” formunda seyrediyor. Ama en çok görüleni “hipotiroidi” yani tiroidi tembel, yetersiz düşüreni oluyor. Peki diğer detaylar neler?
Boynumuzda, soluk borumuzun önünde yer alan, kelebek benzeri şekilli, tiroit hormonlarını salgılayan organa ‘tiroit bezi’ deniyor. Tiroit hormonlarını, ‘yaşam hormonlarımız’ olarak da isimlendirebiliriz; çünkü bu hormonlar aynı zamanda metabolizma hızımızı ayarlıyor. Haşimato tiroidinde vücudun en önemli savunma hücrelerinden olan lenfositler, tiroit bezine hücum eder ve işlevini yitirene dek saldırır. Bu esnada kanda dolaşan Anti-TPO ve Anti- Tiroglobulin antikorların neden olduğu hasar da tiroit bezini işlevsiz hale getirir.
Haşimato’nun tanısı Anti–TPO testi ile konur. Takibi ise T3, T4, TSH ölçümleri ile yapılır. TSH normalse kişi sadece izlemeye alınır. TSH yüksekse takviye hormona başlanır.
Tehlikeli, korkutucu bir hastalık sayılmaz. Yeter ki düzenli izlensin. Yeter ki hastalar verilen takviye tiroid hormonunu usulüne uygun kullansın.
“Haşimato’nun erken döneminde tiroit bezinde hafif büyüme yani guatr vardır; daha sonra tiroit bezi devam eden hasar nedeniyle yıllar içinde küçülerek adeta yok olur. Sonuçta ‘hipotiroidi’ ortaya çıkar. Tiroit hormonlarının eksildiği durum olan hipotirodide hareketler-konuşma yavaşlar, yüzde, ellerde ve ayaklarda ödem, dilde büyüme olur, cilt kurur, kalp hızı yavaşlar, küçük tansiyon yükselir, hasta depresif ruh haline girer, hafıza ve düşünsel fonksiyonlar geriler. Haşimato, hipotiroidiye neden olduğundan önemlidir.
Haşimato tiroidinde öncelikle rafine şekerden, karbonhidrattan uzak durun. Margarin gibi yağlar yerine zeytinyağı kullanın. Haftada 2 kez balık tüketin. Eğer tüketemiyorsanız Omega-3 desteği alın. Selenyum, magnezyum ve çinko eksikliğiniz varsa gidermeye çalışın. Selenyum antioksidan bir mineral olarak tiroit bezini ve vücudu hasarlardan korur. Ay çekirdeği, hinditavuk eti, yumurta, mantar, esmer pirinç, soğan-sarımsak, tahıllar selenyum zenginidir. Hayvansal protein kaynaklarından düzenli tüketin ve yağsız olanlarını tercih edin. Haşimato hastalarında ödeme yatkınlık oluştuğu için su tüketimi önemli. Brokoli, lahana, turp, Brüksel lahanası gibi tiroit bezinin çalışmasını azaltan guatrojenik besinleri tüketmemeye çalışın. Çay-kahveyi azaltın. Taze sebze-meyve yiyin. Az ve sık beslenin.
Sonuç olarak her otoimmün hastalıkta olduğu gibi Haşimato hastalığında da şeker, un ve glüteni sınırlı, selenyum, probiyotik ve Omega-3’ü bol beslenmekte yarar var. Selenyum takviyeleri ve glutatyon desteğinden de istifade edilmeli.
Haşimato tedavi edilmezse, hastalık ilerleyerek ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Kısırlık, düşük, doğuştan kusurları olan bir bebek doğurma, yüksek kolesterol, kalp problemleri, ruh sağlığı sorunları görülebiliyor. Tiroid kanseri riski yükseliyor. Öte yandan bu hastalık TİP-1 şeker hastalarında, b12 eksikliği ile ortaya çıkan kansızlık gibi rahatsızlığı bulunanlarda daha çok gözleniyor.
Haşimato tiroidi tanısı alanlar bunun ömür boyu süren bir hastalık olduğunu bilmeli. Tedavi altında istisnai vakalar hariç hastalık sonlanmaz. Yapılacak tedavi, tiroit yetersizliği (hipotiroidi) gelişmişse vücuda dışarıdan tiroit hormonu vermektir. Sevindirici olan ise bu tedavi ile tiroit hormonu yetersizliğinin vücuttaki negatif etkileri ortadan kaldırılır.