Işın tedavisi, radyoterapi, x ışını tedavisi gibi kavramların hepsi aynı anlamı taşıyor. Radyasyon ışınları, çoğalmakta olan hücrelerin DNA yapılarını bozarak ölümüne neden oluyor. Bu tedaviyle amaç, radyasyon ışınlarıyla çoğalan kanser hücrelerini öldürerek kanseri yok etmeye çalışmak. Ancak tedavi sırasında bir grup sağlıklı hücre de zarar görüyor; tedavinin bazı zararlı yan etkileri de buna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Radyoterapi de, cerrahi tedavi gibi sadece uygulandığı bölgedeki kanser hücrelerini yok etmek amacıyla yapılıyor.
Radyoterapi, radyasyon onkologları tarafından düzenleniyor ve uygulanıyor.
Tedavi için kullanılan radyasyon ışınları bazı makinelerden veya radyoaktif maddelerden sağlanıyor. Daha önce saptanan miktarda ışın, ufak dozlara bölünerek planlanan bölgeye veriliyor.
Böylece tüm dozun birden verilmesiyle ortaya çıkacak olan yan etkiler azaltılmaya çalışılıyor.
Radyoterapi için kullanılan ışınlar iki şekilde elde ediliyor. Bazı radyoterapi cihazlarında radyoaktif bir madde bulunuyor. Kobalt-60 bu radyoaktif maddelerden birisi. Bu maddeden yayılan radyoaktif ışınlar kanserli bölgeye yönlendiriliyor.
Bir diğer yöntemde ise, lineer akseleratör denilen cihazla radyoaktif ışınlar elde ediliyor.
Işın tedavisi iki amaçla yapılıyor. Kanser cerrahi olarak çıkartıldıktan sonra, bölgede kanser hücreleri kalması olasılığı göz önüne alınarak uygulanan tedaviye adjuvant radyoterapi diyoruz. Bu tedavinin her hastaya uygulanması gerekmiyor. Bazı kriterler göz önüne alınarak karar veriliyor. Buna daha sonra değineceğiz.
Işın tedavisi bir de, kanserin cerrahi olarak çıkartılması mümkün olmuyorsa, veya kanser vücudun başka bir organına atlamışsa, tedavi amacı için kullanılabiliyor. Bazen kanser kitlesi çok büyükse, ameliyattan önce bir miktar radyoterapi uygulanarak tümörün küçülmesi sağlanabiliyor. Bu sayede daha küçük bir cerrahi girişimle tümörü çıkartmak mümkün oluyor.
Adjuvant radyoterapi yaklaşık 5 hafta kadar sürüyor. Her gün 2-4 dakika süren tedavi, haftada 5 gün yapılıyor. 2 gün tedaviye ara verilerek vücut dinlendiriliyor, zarar gören sağlıklı hücrelerin kendilerini toparlamasına olanak sağlanıyor.
Eğer kozmetik amaçla meme koruyucu ameliyat yapılmışsa, yani memenin tümü alınmamışsa, bu hastalara ameliyat sonrası dönemde (kanserin alındığı memeye) radyoterapi yapılması gerekiyor.
Bu hastalarda kanserin tekrar etmesini önlemek için bu tedavi uygulanıyor.
Işın tedavisi, memenin tümünün alındığı (mastektomi) durumlarda bazı hastalar için gerekiyor, bazıları için ise gerekmiyor. Memenin tamamının alınmasına rağmen radyoterapi gerektiren durumlar;
Ameliyattan sonra yara iyileşmesini takiben 1-2 hafta sonra radyoterapiye başlanabilir. Eğer kemoterapinin önce uygulanması düşünülüyor ise, radyoterapiye daha sonra başlanabilir; ama bu çok gecikmemeli. Işın tedavisinin ameliyat sonrası ilk 16 hafta içinde uygulamasının daha etkili olduğu bildiriliyor. Bazen kemoterapi ile ışın tedavisi birlikte uygulanabiliyor. Bu hastayı biraz sarsıyor.
Böyle durumlarda ışın tedavisinin kemoterapi bittikten 2 hafta sonra başlaması daha uygun görülüyor.
Kanser hücrelerinin vücuda dağılması olasılığının daha fazla olduğu durumlarda önce kemoterapi uygulanıyor. Birlikte veya daha sonra radyoterapi uygulanıyor. Ama ameliyat edilen bölgede kanserli hücre kalma olasılığı daha fazlaysa, önce radyoterapi sonra veya birlikte kemoterapi uygulanıyor. Bu duruma, hekiminiz kanserin özelliklerine göre karar veriyor.
Bazen tümör tedavi edilemeyecek kadar ilerlemişse, radyoterapi yapılarak küçültülüyor. Bu sayede baskı ve ağrı gibi bulgular azalıyor, hastaya daha iyi bir yaşam kalitesi sağlanıyor. Buna palyatif radyoterapi diyoruz.
Radyoterapinin uygulanmasından sorumlu olan hekimlere “radyasyon onkoloğu“ diyoruz. Hangi tip radyoterapi uygulanacak, ne kadar süreyle uygulanacak gibi sorulara radyasyon onkoloğunuz karar veriyor. Hekiminizin çizdiği tedavi programını radyasyon terapistiniz uyguluyor.
Radyoterapi uygulanan bölgeye daha ileride ikinci bir radyoterapi uygulanamıyor. Ama vücudun farklı bir bölgesine kanser atlamışsa o bölgeye tekrar radyoterapi uygulanabiliyor. Bu nedenle daha önce başka bir hastalık nedeniyle göğüs bölgesine radyoterapi yapılmışsa, meme kanseri nedeniyle bu bölgeye radyoterapi uygulanamıyor.
Günümüzde gelişmiş yöntemler kullanılarak radyoterapinin yan etkileri en aza indirilmeye çalışılıyor. Buna rağmen tedavi sırasında sağlıklı doku ve hücrelerin zarar görmesiyle bazı istenmeyen yan etkiler olabiliyor.
Meme kanseri nedeniyle göğüs bölgesine radyoterapi uygulandığında, bazen kalp zarar görebilir. Yine bu bölgede yer alan akciğerler zarar görebiliyor. Radyasyon pnömonisi dediğimiz bu tabloda, öksürük, ateş ve solunum güçlüğü ortaya çıkıyor.
Koltuk altı bölgesine uygulandığı zaman kolda lenfödem dediğimiz kol şişmesi riski artıyor. Bu durum, erken dönemde fark edilip gerekli önlemler alınmazsa, önemli fiziksel sorunlara yol açabiliyor.
Yine zaman zaman bölgedeki sinirler hasara uğrayarak nadiren de olsa kolda felce kadar giden ciddi sorunlara yol açabiliyor. Fakat yeni teknolojiyle üretilmiş cihazlar ve deneyimli ekiplerce uygulandığı zaman bu riskler en aza iniyor.
Radyoterapi sırasında ışınların uygulandığı deride de bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu sorun, hafif bir kızarıklıktan derin yara oluşumuna kadar değişebiliyor. Yan etkileri en aza indirebilmek için bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Tedaviye başlamadan önce kullandığınız tüm ilaçları hekiminize bildirin. Tedavi sırasında bir ilaç kullanacaksanız, mutlaka hekiminize danışarak alın.
Radyoterapi sırasında ve sonrasında ortaya çıkan en önemli sorunlardan birisi halsizlik ve yorgunluktur. Tedavi bitiminden itibaren 4-6 hafta kadar devam edebilir. Vücudunuz, tedaviniz sırasında fazladan enerji sarf eder. Gününüzü sık uyku ve dinlenme aralıklarıyla programlayın. Eğer yapabiliyorsanız, yarım saatlik yürüyüş egzersizleri, sizi psikolojik açıdan daha güçlü kılacak, hayata bağlayacaktır. Unutmayın moral ve psikolojik açıdan güçlü olmanız, tedavinizin en önemli anahtarlarından birisi.
İyi bir beslenme rejimi, kaybettiğiniz enerjiyi toplamanıza yardım edecek. Dengeli beslenerek kilo kaybını önlemeniz gerekiyor. Eğer iştahınız azalmışsa, kısa aralıklarla sık sık yiyin. Hekiminize danışarak, gerekiyorsa ek vitamin de kullanabilirsiniz. Tedaviniz sırasında E vitamini almanız önerilmiyor.
Özellikle tedavi gören bölgeyi sıkı ve sert kumaştan yapılmış giyeceklerden uzak tutun. Yumuşak pamuklu giyecekleri tercih edin.
Işın uygulanan bölgeye losyon, deodorant, parfüm,pudra, ve güneş kremi gibi maddeler sürmeyin
Işın uygulanan bölgedeki deriyi ovma, kaşıma gibi travmalardan uzak tutun , flaster yapıştırmayın
Bölgeye aşırı sıcak veya soğuk uygulamaktan kaçının, gerekiyorsa ılık su ve katkısız, zeytin yağından üretilen doğal sabunlar kullanın.
Bölgenin güneş ışınlarından korunması gerekiyor. Buna tedaviden sonra bir müddet daha devam etmeniz gerekiyor. Gerekirse tedavi sonrası dönemde korunma faktörü 15 ve üstü güneşten koruyucu kremler kullanabilirsiniz.
Deride bir süre sonra kuruluk veya renk değişikliği gelişebilir. Özellikle kuru deri bölgesinin nemlendirici kremlerle yumuşatılması rahatlatıcı olacaktır.
Deride kızarıklık, acıma ve kaşınma hissi çok rahatsız ediyorsa, hekiminize veya bir deri hastalıkları uzmanına başvurun
Meme başında ve çevresinde ödem dediğimiz şişme ortaya çıkabilir. Bu rahatsız edici bir dolgunluk hissi verebilir. Bu durum zamanla kendiliğinden gerileyecektir
Derideki kızarıklık bir süre sonra koyu, güneş yanığı gibi bir renge dönüşebilir. Deride gözenekler de genişleyerek siyah noktalar ortaya çıkabilir. Bu değişiklikler 1 yıl veya daha uzun sürebilir.
Deride küçük kırmızı noktalar gelişebilir. Telenjiektazi denilen bu damar genişlemeleri, zamanla gerileyecektir. Eğer artmaya devam ederse hekiminize başvurun
Eğer omuz bölgesinde sertleşme ve hareket kısıtlılığı varsa, hekiminize danışarak omuz egzersizlerine başlayın. Buna ne kadar erken başlarsanız tedavisi o kadar kolay olur.
Eğer rahat ediyorsanız bir süre sütyen kullanmamanız öneriliyor. Fakat bu sizi rahatsız ediyorsa, pamuklu yumuşak kumaştan yapılmış, geniş askılı sütyenleri tercih edin (bunlar daha çok spor mağazalarında satılıyor). Işın gören bölgedeki hassas derinin sürtünmeden korunmasını sağlayın. Altı telli veya balenli sütyenleri kesinlikle kullanmayın.
Radyoterapi sırasında deride sulanma şeklinde yüzeysel veya derin yaralar açılabilir. Bu yaralar için, çinko oksit içeren kremler kullanabilirsiniz.