Sağlığınız konusunda bilinçli olmak… Kadın sağlığı için de büyük önem taşıyor. Zira bilinçli olunması halinde erken teşhisle pek çok hastalıktan kurtulmak mümkün. Bunlardan biri de meme kanseri. Ansızın kapıyı çalabilen rahatsızlık meme kanserinin son yıllarda görülme sıklığı artıyor; ancak tedavide başarı oranı da gittikçe yükseliyor.
Meme kanserine yakalanıldığında derin etkilenip endişe duyulması son derece olağan. Bu noktada kişinin psikolojisi özellikle rahatsızlıkla mücadele önemli. Tedavi süresinin krize dönüşmemesi ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmemesi için her kanser türünde olduğu gibi meme kanseriyle mücadelede de öncelik kişinin psikolojisinin iyi olması. Bunun için kişinin hem kendisine hem de yakın çevresine büyük görev düşüyor. Meme kanseri olan kişilere ve çevresine bu süreçte rehber olabilecek öneriler…
“Önce ben” demeyi öğrenmek gerek. Başka birine zarar verilmediği sürece “Önce ben” demek bencillik değildir. Bir kadın iyi olmazsa, çevresindekiler de iyi olmaz; bu unutulmamalı.
Öfkenizi saklamayın
Öfkenin ifade edilmesi çok değerli. Sinirlenilen durumlarda susmak kişiye hem bedensel hem de psikolojik olarak zarar verebilir. Sıkıntıları içe atmak, kişiye zarar verir.
Kişilerin duygularını yakınlarıyla paylaşmaları çok önemli. Duyguları ifade etmek, insanları çok rahatlatıyor, hastalığı kabullenmeye yardımcı oluyor ve olumsuz duygularla baş etmeyi kolaylaştırıyor. Yakın çevrenin yanı sıra meme kanseri olan kişilerle iletişime geçmek de faydalı.
Meme kanseri olan kişiler, doktorları ve bedensel koşulları izin verdiği sürece hastalık öncesindeki hayatlarını, aktivitelerini mümkün olduğunca sürdürmeye çalışmalılar. Hastalık psikolojisiyle hayattan uzaklaşmak, depresyona davetiye çıkarmaktır. Örneğin işini ve çalışmayı seven kişilerin işlerine devam etmeleri, bu zor dönemi daha kolay atlatmalarını sağlayabilir. Yaşama sıkı sıkıya tutunmak rahatsızlıkla mücadelede çok büyük önem taşıyor.
Bir aktiviteye odaklandığında kişi yaşadığı olumsuzlukları, negatif şeyleri düşünmeye vakit bulamaz. O anı yaşamak zorunda kaldığı için bütün dikkatini ona vererek onunla uğraşır. Bu durum kişiyi rahatlatan bir unsurdur. Tedavi sürecinde, sonrasında bir hobi edinmek kişiyi mutlu da edeceğinden yaşanılan stresle baş etmeyi çok kolaylaştıracaktır.
Düzenli ve iyi beslenmek sağlıklı olmada büyük önem taşıyor. Mümkün olduğunca mevsim meyve-sebzelerini tüketmek, hormonlu ve hazır gıdalardan uzak durmak hastaların enerjisini artırıp, tedavilerini olumlu yönde etkileyebilir.
Sigara kansere neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış maddeler içeriyor. İçilen her sigara insanları kansere bir adım daha yaklaştırıyor. Kanserin tekrarlanma olasılığını büyük ölçüde azaltmak ve daha sağlıklı olmak için sigaradan uzak durmak gerekiyor.
Spor yapmak insanları hem rahatlatıyor hem de mutlu ediyor. Meme kanseri olan kadınlar doktorlarının izin verdiği ölçüde hayatlarına sporu dahil edebilirler. Yaşadıkları stresle baş etmede spordan destek alabilirler.
Meme kanseri tedavi sürecinde kişiler yaşadıkları stresle baş edemiyorlarsa, kendilerini sürekli mutsuz hissediyorlarsa, uykuları bozulduysa ve öfkelerini kontrol etmekte zorlanıyorlarsa bir klinik psikologdan destek almalılar. En güçlü kadınları bile karamsarlığa sokabilen meme kanseri, özellikle hassas ve kırılgan yapıdaki kadınlar için daha zor geçebiliyor. Bu nedenle gerekirse klinik psikologdan psikolojik destek alın. Unutmayın ki herkes yaşamının zorlu dönemlerinde bir psikoloğa ihtiyaç duyabilir.
Meme kanseri tedavisi sırasında zor bir dönem geçiren kişilerin birçoğu, geçirdikleri negatif dönemi unutmak, bu konudan uzak kalmak için sağlık kontrollerini aksatabiliyor. Meme kanseri tedavisi bitmiş, iyileşmiş olan kişilerin bile sağlık kontrollerini aksatmamaları gerekir. Her kadının hiçbir neden yoksa bile her yıl en az bir kez jinekolog kontrolüne gitmesi gerektiği unutulmamalı.