50 yaş üzeri kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, 50 yaşın altındaki kadınlardan 4 kat fazla olduğu için bu yaş grubunda tarama testlerinin önemi artıyor ve konunun ihmal edilmemesi gerekiyor.
Meme kanserinde meydana gelen gelişmeler hem hastalar hem de hekimler açısından umut veriyor. Günümüzde meme kanseri hastalarının yüzde 5-10’luk bölümünde bu kanserin kalıtsal olduğu bilinmesine karşın genetik hasarların, hangi genlerin hangi bölümlerinde olduğu ve bu mutasyonların riski ne kadar artırdığı bilgisine yeni ulaşılması çok önemli görülüyor. Önümüzdeki yıllarda yapılacak genetik çalış maların, bu hastalarda meme kanseri tedavi prensiplerini değiştirme olasılığının oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.
Günümüzde kişiye ve tümöre özel ilaçlar meme kanseri tedavisinde fark yaratıyor. Artık tümör dokusundaki bazı reseptörler ve özelliklere göre hastada hangi ilacın kullanılabileceğini belirlemek mümkün olabiliyor. Örneğin erken evre meme kanserinde hastalık tekrarını engellemek için koruyucu amaçlı kullanılan ilaçlar bulunuyor. Diğer organlara yayılmış, metastaz yapmış veya lokal ileri evre meme kanserlerinde uygulanan özel ilaçlarla, tekrarlayan meme kanserlerinde uygulanan tıbbi tedaviler fark yaratıyor.
Risk altında olanların 40 yaşından sonra her yıl muayene olmaları, mamografi ve ultrason çekimi yaptırmaları öneriliyor.
Kişide özel bir risk unsuru varsa doktor kontrolünün daha erken yaşta başlaması ve daha sık olması gerekiyor. 50 yaş üzeri kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, 50 yaşın altındaki kadınlardan 4 kat fazla olduğu için özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda tarama testlerinin önemi artıyor.