Meme kanseri, meme bezi hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü huylu bir tümöral doku oluşumudur. Kadınlarda en sık görülen kanser türüdür ve gebelik sırasında çok nadiren de olsa görülebilmektedir. Fakat son yıllarda annelik çeşitli nedenlerle ileri yaşlara ertelenmeye başlanmıştır. Bu da gebelikte göğüs kanseri görülme riskinde artışa neden olmuştur.
Doğurganlık döneminde meme kanseri olan kadınlarda bu durum daha önemlidir çünkü doğurganlık dönemindeki kadınlar tanı anında hamile ya da emzikli olabilir veya çocuk sahibi olma istekleri devam ediyor olabilir. Hamileyken meme kanseri olan kadınlarda kanserin daha kötü hale gelme ve bebeğe zarar verme ihtimali nedeniyle korku ikiye katlanır. Meme kanserinde emzirmek güvenli midir sorusu da annelerin merak ettiği diğer konular arasında yer alır.
Hormonal etki nedeniyle meme dokusu değişmekte ve bu sebeple hamileyken meme kanseri tanısı zorlaşmaktadır. Gebelikte artan östrojen, progesteron ve prolaktin gibi hormonlar nedeniyle göğüsler daha büyük, hassas ve düzensiz bir yapıya dönüşmektedir. Yine emziren kadınlarda da aynı durum söz konusudur.
Yapılan araştırmalara göre gebe ya da emziren kadınlarda, belirtilerin başlangıcı ile teşhis arasında 5 ila 15 aylık bir istatistiksel gecikme olduğu saptanmıştır. Tanıdaki bu gecikme nedeniyle, meme kanseri genellikle gebe olmayan kadınlara göre daha ileri bir evrede teşhis edilmektedir. İstatistiksel olarak, göğüs kanseri olan gebe kadınlar için sağkalım oranı ne yazık ki gebe olmayan kadınlara göre daha düşüktür. Bu durum büyük çoğunlukla gecikmiş tanıdan kaynaklanmaktadır. Gebelik sırasında memede bir kitleden şüphelenilirse derhal bir genel cerrahi uzmanına başvurmak gerekir.
Yapılan araştırmalarda göğüs kanserinin anne karnındaki çocuğu etkilemediği bildirilmiştir. Kanser hücrelerinin anneden çocuğa geçme gibi bir riski yoktur. Fakat bebeğe yönelik riskler nedeniyle gebelikte radyoterapi ve kemoterapi uygulanmaz. Yine aynı sebeple tanı için mamografi, tomografi ya da PET gibi yöntemler kullanılmaz. Tanı için radyasyon içermeyen ultrason ve MRG tercih edilir.
Gebelikte meme kanseri tedavisi kanser dokusunun boyutuna, kanserin evresine ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Fakat bebek nedeniyle tedavi, planlaması zor bir hale gelmiştir ve daha farklıdır. Kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılmaz. Fakat inflamatuar meme kanseri tanısı konmuşsa, kemoterapi şart olduğundan gebeliğin sonlandırılması gerekebilir. Cerrahi işlemle kanser dokusunun alınması ise genellikle bebek için risk oluşturmaz. Fakat kanserli dokunun tamamen alınması gerekir ve meme koruyucu cerrahi uygulanamaz çünkü meme koruyucu cerrahi sonrasında radyoterapi şarttır.
Meme kanseri tedavisi sırasında anne kemoterapi alıyorsa ilaçlar süte geçeceğinden bebeğini emzirmemesi gerekir. Yine cerrahi işlem gerekliyse meme dokusunun küçülmesi ve böylece ameliyatın kolaylaşması için emzirme sonlandırılmalıdır. Merak edilen diğer bir konu da meme cerrahisi sonrası emzirmenin mümkün olup olmadığıdır. Meme koruyucu cerrahi sonrası normal şekilde emzirmek mümkündür.
Meme kanseri tedavisi olan ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar mutlaka tedavinin tamamlanmasını beklemeli ve gebe kalmadan önce doktorlarıyla bu konuyu konuşmalıdır. Göğüs kanseri için hormon tedavisi alan kadınlarda bu tedavinin uzun yıllar devam ettirilmesi gerekebilir. Bu tedavinin gebelik nedeniyle kesilmesi kanserin tekrarlamasına neden olabilir. Östrojen hormonuyla tetiklenen meme kanseri türlerinde gebeliğin ve tüp bebek tedavisinin kanserin tekrarlamasına neden olabileceği unutulmamalıdır.