Meme kanseri tedavisi sık sık zorlayıcı yan etkilere yol açar. Bunlardan biri de çoğu kişinin aklına gelmeyecek kemik erimesidir. Ancak bazı yöntemlerle meme kanseri hastaları kemiklerini güçlü tutabilirler.
Meme kanseri tedavisi sık sık zorlayıcı yan etkilere yol açar. Bunlardan biri de çoğu kişinin aklına gelmeyecek kemik erimesidir. Ancak bazı yöntemlerle meme kanseri hastaları kemiklerini güçlü tutabilirler.
Bir kadın meme kanseri tedavisi gördüğünde, diğer sağlık problemlerinin yaşanma riski artabilmektedir. Özellikle de kemik dokusunun kaybedildiği osteoporoz görülmesi mümkündür.
Osteoporoz ve meme kanserinin arasındaki ilişki östrojen hormonuyla alakalıdır.
Bir kadının meme kanseri riski yaşlandıkça artar. Özellikle menopoz döneminden sonra osteoporoz riski de artmaktadır. Bunun sebebi menopoz sonrasında kadınların çok daha az östrojen üretmesidir ve bu hormon kemik yoğunluğunun korunmasına yardımcıdır.
Kemoterapi gibi meme kanseri tedavileri östrojen hormonu seviyelerini çeşitli yollarla düşürebilir. Kadın vücudunda östrojenin ana üreticisi olan yumurtalıklar kemoterapiye hassastır.
Kemoterapiden sonra yumurtalık fonksiyonu azalabilir veya ilaçların etkisiyle tamamen durabilir. Bu durumda ani bir şekilde menopoz ortaya çıkar. Prematüre menopoz görülmese bile meme kanseri için kemoterapi almış kadınlarda erken menopoz görülme ihtimali daha yüksektir. Bunun sebebi de genellikle yumurtalıkların aldığı hasardır.
Meme kanserinin vücudun diğer kısımlarına yayıldığı vakalarda pelvik bölgeye ışın tedavisi alınırsa veya yumurtalıklar ameliyatla alınırsa da hastanın östrojen seviyeleri düşecektir. Sonuç olarak kemikler, güçlü kalmaları için gereken östrojeni daha az sayıda yıl boyunca almış olurlar. Kemik yoğunluğu yetersiz östrojenden dolayı düştüğünde osteoporoz riski de artar. Kemiklerin kırılma ihtimali de yükselmiş olur. Kemoterapi ve kanserin kendisi doğrudan kemiklere de negatif etki yapabilmektedir.
Kemik mineral yoğunluğu üzerine yapılan testler kemik kütlesi kaybı ve osteoporozun olup olmadığına dair fikir verebilirler. Eğer osteoporoz teşhisi koyulursa doktorunuz uygun tedaviye karar verecektir. Osteoporozu önleme ve tedavi etme yöntemleri, meme kanseri geçirilmişse veya kişi meme kanseri hastasıysa farklı olabilir.
Menopoz sonrası kadınlarda, kemik kütlesiyle ilgili endişe varsa östrojen ve progestin ile hormon replasman terapisi uygulanabilir. Ancak meme kanseri atlatan kişilerde, kanserin tekrarlaması ve kötüleşmesi riski taşıdığı için bu tedavi tercih edilmez. Bisfosfonat içeren ilaçların kullanımı, sigarayı bırakmak, alkol tüketimini sınırlandırmak, düzenli olarak ağırlık antrenmanları yapmak, kalsiyum ve D vitamini alımını artırmak osteoporoz ve meme kanseri şikayetini beraber yaşayan kadınlar için faydalı yaşam tarzı değişiklikleridir.
Bir kadın meme kanseri tedavisi gördüğünde, diğer sağlık problemlerinin yaşanma riski artabilmektedir. Özellikle de kemik dokusunun kaybedildiği osteoporoz görülmesi mümkündür.
Osteoporoz ve meme kanserinin arasındaki ilişki östrojen hormonuyla alakalıdır.
Bir kadının meme kanseri riski yaşlandıkça artar. Özellikle menopoz döneminden sonra osteoporoz riski de artmaktadır. Bunun sebebi menopoz sonrasında kadınların çok daha az östrojen üretmesidir ve bu hormon kemik yoğunluğunun korunmasına yardımcıdır.
Kemoterapi gibi meme kanseri tedavileri östrojen hormonu seviyelerini çeşitli yollarla düşürebilir. Kadın vücudunda östrojenin ana üreticisi olan yumurtalıklar kemoterapiye hassastır.
Kemoterapiden sonra yumurtalık fonksiyonu azalabilir veya ilaçların etkisiyle tamamen durabilir. Bu durumda ani bir şekilde menopoz ortaya çıkar. Prematüre menopoz görülmese bile meme kanseri için kemoterapi almış kadınlarda erken menopoz görülme ihtimali daha yüksektir. Bunun sebebi de genellikle yumurtalıkların aldığı hasardır.
Meme kanserinin vücudun diğer kısımlarına yayıldığı vakalarda pelvik bölgeye ışın tedavisi alınırsa veya yumurtalıklar ameliyatla alınırsa da hastanın östrojen seviyeleri düşecektir. Sonuç olarak kemikler, güçlü kalmaları için gereken östrojeni daha az sayıda yıl boyunca almış olurlar. Kemik yoğunluğu yetersiz östrojenden dolayı düştüğünde osteoporoz riski de artar. Kemiklerin kırılma ihtimali de yükselmiş olur. Kemoterapi ve kanserin kendisi doğrudan kemiklere de negatif etki yapabilmektedir.
Kemik mineral yoğunluğu üzerine yapılan testler kemik kütlesi kaybı ve osteoporozun olup olmadığına dair fikir verebilirler. Eğer osteoporoz teşhisi koyulursa doktorunuz uygun tedaviye karar verecektir. Osteoporozu önleme ve tedavi etme yöntemleri, meme kanseri geçirilmişse veya kişi meme kanseri hastasıysa farklı olabilir.
Menopoz sonrası kadınlarda, kemik kütlesiyle ilgili endişe varsa östrojen ve progestin ile hormon replasman terapisi uygulanabilir. Ancak meme kanseri atlatan kişilerde, kanserin tekrarlaması ve kötüleşmesi riski taşıdığı için bu tedavi tercih edilmez. Bisfosfonat içeren ilaçların kullanımı, sigarayı bırakmak, alkol tüketimini sınırlandırmak, düzenli olarak ağırlık antrenmanları yapmak, kalsiyum ve D vitamini alımını artırmak osteoporoz ve meme kanseri şikayetini beraber yaşayan kadınlar için faydalı yaşam tarzı değişiklikleridir.